Aktif karbon, kullanışı İsa’dan önce bilinen bir emicidir. Tıp amaclarında ya da mühil olarak kullanıldı. Aktif karbonun sanayı kullanışı ise 1900 yılında başladı. O zaman şeker sanayında, şurubun renksizleştirime maddesi olarak kullanıldı. Karbonlar, 2. Dünya Savaşında tehlikeli gaz ve buharlara karşı korumak amacıyla gaz maskelerinde kullanıldığı için insanların dikkatinin çekti.

Aktif karbon, siyah, mikro gözenekli amorf sorbenttir. Aktif karbon, emme kapasitesi, yüzey alanı (2500 m2/g’a bile kadar), büyüklüğü mikro gözeneklerin dağılımı ya da granülasyonu sayesinde mühteşem ve çok kullanışlı bir emicidir.

Aktif karbonun mikroskopik yapısı ve işbu yapının emiciye etkisi hakkında birçok teori vardır. Aktif karbonun temel yapısal birimi, grafitin altıgen yapısı (sayısız küçücük grafit plakalar). Plakalar yarık, çatlak ve cepleri oluşturarak (içlerinde kirletmeler emilir) birbirleriyle kimyasal bağlarıyla bağlanır.

Grafit yapısı

Grafit yapısı

Aktif karbonun yapısı

Aktif karbonun yapısı

Aktif karbonun iç yapısına erişilirlik adsorpsyon sürecini daha hızlı ve daha verimli yaptırır. En çok kullanılan aktif karbonların yüzey alanı 800-1500 m2/g arasındadır. Bu karbonların yüzeyinin özelliği, aktif çapısı 2 nm’dan daha küçük olan mikro gözeneklerin varolmasıdır. Gerçekte aktif karbonlar, karışık mikro gözeneklerin ağından oluşur. Bunların arasında:

  • Mikro gözenekler ( < 2 nm çapısı)
  • Mezo gözenekler( 2-50 nm çapısı)
  • Makro gözenekler( > 50 nm çapısı)


Aktif karbonlarda adsorpsyon süreci en çok mikro gözeneklerinde, biraz da mezo gözeneklerinde yer alır. Makro gözenekler ise mezo gözeneklerinin içine ve mikro gözeneklerinin yüzeyine adsorbate için akış kanalları olarak çalışır. Belirli karbonun içindeki gözenekler ölçülerinin dağılımı, kullanılmış maddeye, yöntem ve üretim şartllarına bağlıdır.

Ayrıca okuyun: